27 Nisan 2008 Pazar


DOSTA İKRAM: GÜRÜN ELMASI


Eylül ayının ortalarıydı, dökülen ağaç yaprakları yolların kenarında yığınlar oluşturuyordu. Beyaz toprak sıvalı etrafı Gürün'e mahsus, diktörtgen taşlarla örülmüş bahçe duvarı olan tarihi bir evin kapısındaydım. Misafire merhaba dercesine, döküm kapı tokmağına dokununca sabahın erken saati olmasına rağmen, sabah namazından sonra uyumadığını bildiğim dostumuzun biraz sonra kapıyı açacağına emindim. Tık...Tık...Tık... Üç defa kapı tokmağına vurdum ve bekledim. Biraz sonra güler yüzüyle kanatlı kapıyı açtı hane sahibi. İşte o dost yüz Hacı Önder Özdeğer Ağabeydi. İçeri davet etti sarılıp, kucaklaştık.
Darende'den gittiğim için daha da ihtimam gösteriyordu. Çünkü bir Gürünlü olarak hemen yakınındaki bu ilçenin, Gürün ile beraber "Beşbelde" olarak anıldığını, aynı kaderi paylaştığını iyi biliyordu. Ayrıca bir gönül muhabbeti vardı. Bahçe gayet güzel tanzim edilmiş bir gülşen gibiydi. Çeşitli meyve ağaçları ve ağaçların altında yere serilmiş bir kilim, üç-beş minder vardı. Evin kapısı da avlu kapısı gibi kanatlı ve üzerinde çeşitli motifler, işlemeler vardı. Gözüm kapıya takılmıştı ki, içeriye girmemizi söyleyen Önder Ağabey'in davetine icabet ederek; tavanı süslemeli, sedirler üzerinde el dokuması halılar serili olan odaya girerken ayrı bir muhabbet hâsıl oldu. Çünkü bu tarihi evin her tarafı ayrı bir güzellik arz ediyordu. El işlemesi dantelâlar gibi zarif bir işçilikle yapılmış dolaplar, pencereler, duvarda asılı bulunan kilimler motif motif kültürümüzün aynasıydı. Derken kahvaltıdan sonra hissettiğim güzel bir koku ile çırtikli bakır sahanlarda meşhur Gürün Elması ikram edildi. Tepside kalaylı sahanların yanında küçük ve zarif Sivas bıçağı görüntünün estetik tamamlayıcısıydı. Daha önce de Gürün elması yemiştim ama bu lezzet, bu koku, bu tat ayrıydı. Hacı Önder Ağabeyle sohbet ederken bahçedeki elma ağaçlarını nasıl diktiğini bir hatıraya bağladı ve şunları anlattı:
"Gönülden çok sevdiğim, çeşitli zamanlara bu evimde de misafir etme şerefine eriştiğim, Somuncu Baha'nın neslinden olan Darendeli Es-Seyyid Osman Hulusi Efendiyi bir keresinde ziyarete gitmiştim. Orada bir hatırlarını dinledim. Size anlatayım; Şeyh Hamid-i Veli camii imamlığı görevini deruhte eden Hulusi Efendi'ye, Diyanet İşleri Başkanlığından ağaç dikmekle ilgili bir hutbe okunması için talimat gelir. Hulusi Efendifnin hoca arkadaşlarından biri gelerek "Ben bu hafta ağaç dikmekle ilgili hutbe okuyacağım " der. Hulusi Efendi hazretleri; "Ben önümüzdeki hafta aynı hutbeyi okuyacağım der." Ve o gün 15 tane elma fidanı alıp bahçesine diker. Ondan sonraki Cuma da söz konusu hutbeyi okurlar. Niçin böyle yaptığı hususu sorulunca şöyle buyururlar; "Nefsime tatbik etmediğim bir şeyi söylemekten haya ederim." Başka söze gerek var mı?... İşte bu hatırayı dinledikten sonra, bende bu evimin bahçesine elma fidanları dikip, Gürün elması aşıladım. Efendi hazretlerinin samimiyetinin tesiri olsa gerek ki çok bereketli olan bu ağaçlarda yetişen elmaları kendine ikram etmek de nasip oldu elhamdülillah... Şimdi misafirlerime de eşe dosta da bol bol ikram ediyorum..."
Bu hatırayı dinledikten sonra Gürün Elması ile ilgili bir araştırma yapıp, bu hissettiğim ve dinlediğim samimî duyguları kaleme almaya niyet ettim. Araştırmalarım devam ederken Hacı Önder Özdeğer Ağabey Hakkın rahmetine kavuştu. (Allah Rahmet Eylesin) Hem hatırasını hem de kendini hayırla anmak maksadıyla şimdi sizlerle bu satırları paylaşıyorum. Aynı zamanda Gürün'ümüzün sembolü olan elmayı tanımaya ve elma kültürümüzün artması için birkaç satır yazmayı kendime
görev telakki ediyorum. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler....
Gürün Elması; Sınıflandırılması yapılmış klasik elma çeşitlerine uymayan, kendine özgü pomolojik özellikleri olan bir elma çeşididir. Kabuğunda mumsu kitin tabakası elmanın daha parlak görünmesini sağlar. Aynı zamanda bu mumsu tabaka elmanın tabii depolarda saklanmasına koruma açısından yardımcı olur. Çok beyaz, hafif sobece, hafif mayhoş, orta sertliktedir. Kabuk rengi sarı, güneş gören tarafı akıtmalı pembemsi kırmızıdır. Özellikle Tohma ırmağının havzasında; Gürün, Suçatı, Bahçeiçi, Sazcağız, Karahisar ve Tepecik'de yetişmektedir. Hünkâr elması veya halk arasında "tatov" elması diye de anılır. Doku yapısı gevrek ve suludur. Bulunan evde kokusundan belli olur. Kış aylarında muhafaza edilebilmek için el ile dikkatlice toplanır, tahta sandıklarda veya sepetlerde rutubetli zemin kat mahzenlerde ve ambarlarda saklanır. Eskiden samanlıklarda, bir kat elma, bir kat saman konularak bahar aylarına kadar saklanırdı. Bereket sembolü sayılan elma, Gürün'lü kızların çeyiz sandıklarını rahiyasıyla bezeyen bir tabii parfümdür.
Gürün'de başlıca hediyelik üç ürün vardır; Elma, Alabalık ve Bal. Elma ve Alabalık aynı zamanda ilçenin sembolü olmuştur. Şimdilerde özellikle E-23 Karayolunun üzerinde bulunan Gürün ilçesinde, otobüs tesislerinde ve yol güzergâhındaki dükkânlara satılan elma, Sivas, Malatya ve civar illerde pazar bulmaktadır. Ankara ve İstanbul'da bazı manavlarda da Gürün elması satıldığına şahit oluyoruz. Aslında büyük bir pazar talebi olan Gürün Elmasının yetiştirilmesi ve pazarlanması ayrı bir araştırma konusu. Eskiden bu yörenin ürününün Diyarbakır, Antep kanalıyla Suriye tarafına satıldığını yaşlılardan öğreniyoruz. Özellikle canlı hayvan ticareti için Suriye ve Antep'ten gelen tacirlerin elma ticaretine de yönelmesi ile, bu ürün ününü sınır ötesine, orta doğuya yıllar önce duyurmuştur. Yine eskiden "çerçilik" dediğimiz hayvanla seyyar satıcılık yapan esnaf vasıtasıyla dağ köylerinde de satılırdı. Gürün Elmasından çeşitli gıda mamulleri de elde edilmektedir. Elmanın kabuğunun soyularak, küçük dilimler halinde güneşte kurutulmuş haline, "Gak" denir. Kış aylarında bu ürün, kuruyemiş olarak veya sofralık hoşaflık olarak tüketilmektedir. Ayrıca marmelatı ve reçeli de yapılmaktadır.
Gürün'de halen üretimi yapılan, Hünkâr, Hayvaniye, Şan Elması ve Misket olmak üzere başlıca dört çeşittir. Golden, G.Smith, Starking gibi elma çeşitleri de yetiştirilmektedir. İlçe Tarım Müdürlüğünün istatistiklerine göre yaklaşık olarak 18-20 bin adet elma ağacından bir sezonda 2 bin ton elma üretilmektedir. 1
Eskiden bir geleneğimiz varmış. Kızlar gelin olurken baba evinden çeyiziyle birlikte bir de meyva fidanı getirirmiş. Elma ile mânilerimiz de var. İşte onlardan bazıları;
Gürün 'ün elmasıyım
Meyvelerin hasıyım
Kokuna can dayanmaz
Yâre nasıl küsüyüm

Topraktan suyum aldım
Filizken fidan oldum
Gürün 'ün deresinde
Elmaya Hünkâr oldum 2
Şimdi de Elma ile yaptığımız araştırmanın kitabi boyutunu kaynaklardan inceleyelim. Arapçası Tüffah, Farsçası Sîb olan elma hakkında Hakk tarafından cennette bulunurken Âdeme yasak edilen yemiş olduğu söylentisinden başlayarak halk arasında bazı hikâyeler yayılmıştır. Zümrüd-i Anka'nın elma kabuğunun yakılan dumanı ile beslenmesi veya hastalanması gibi hikâyeler bunların arasmdadır.3
Tıbb-ı Nebevi Ansiklopedisinde elmadan şöyle bahsedilmektedir. "Çiçekleri pembe ve beyaz bir ağaç ve bu ağacın kabuğu parlak, sert, çeşitli renkte kokusu hoş bir meyvesidir. Bol rutubetlidir. Kalbe kuvvet verir. Elmadan kalbi kuvvetlendiren şuruplar yapılır, evhama vesveseye karşı da faydalıdır. İbnül-Esir, en-Nihaye Fi Garibil Hadis isimli eserinde: "Peygamber Aleyhisselam, turunç ve kırmızı elmayı pek severdi demiştir." 4
Elmanın bereketi rüya tabirlerine bile yansımıştır. Rüyada elma görmek evlâda ve güzel yüzlere dalalet eder. Elma kişinin hizmeti ve arzu ettiği şeydir ki, tabir bu istikamettedir. Meselâ rüya sahibi sultan olursa gördüğü elma onun mülkü, tüccar olursa, ticaret ve kazancı, ziraatçı ise ziraatı ile tabir edilir. Elma ağacı insana yakın mü'min bir kimsedir. Bundan dolayı bir kimse elma ağacı ektiğini görse bir yetim terbiye eder. Elma yediğini gören, insanların bıraktığı bir malı yer. Elma topladığını görse medhedilmeye layık, şerefli ve aziz bir kimseden mala erişir. Rüyada elmayı ısırmak, hayır ve ihsana, kazanca kavuşmaktır. Elma dostlarla da tabir edilir.5
Bir çok mitolojik öyküde yer alan, çocukluğumuzda çokça dinlediğimiz Pamuk Prenses masalında cadı tarafından baştan çıkarıcı olarak kullanılan elma için neler söylenmiş neler....
Gülgiller ailesinden olan elma ağacı verimli ve dayanıklı bir ağaçtır. Ilıman iklimlerde yetişen elmanın yaklaşık 25 türü bulunmaktadır.
Bütün bunların yanı sıra elma suyu sindirim sistemini uyarıyor ve mide mukozasını güçlendiriyor. Uykusuzluk çekenler ise yatmadan önce bir elma yediklerinde daha rahat uykuya dalabiliyorlar. Ham elma rendesi de ishale karşı başarılı bir şekilde kullanılabiliyor. Öte yandan, elma kürü, gut, böbrek, mesane, hastalıkları ve hemoroite hastalarına şifa veriyor. 6


Yazar:Musa TEKTAŞ

Hiç yorum yok: